21 Kasım 2022 Pazartesi

Çocukların yetersiz beslenme sorununun çözümü ancak gıda egemenliği ile sağlanabilir

Ülkemizde yaşanan ekonomik sosyal krizin beslenme yetersizliği sorununa ve beslenme ile ilişkili sağlık sorunlarında ciddi artış görülmesine yol açma riski bulunuyor. Beslenme sorunlarıyla ilgili görüşlerde gıda egemenliği kavramına da yer verilmesi uygun olabilir.


Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER), Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, TTB Okul Sağlığı Çalışma Grubu ve TTB Halk Sağlığı Kolu'nun 19 Kasım 2022 tarihinde yaptığı “Sağlıklı Beslenmek Her Çocuğun Hakkıdır!” başlıklı ortak açıklamada son aylarda gıda fiyatlarındaki artışların, ailelerin gıdaya erişiminde sorunlara yol açmakta oluşuna ve ailelerin sağlıklı beslenmeyi sağlamakta ciddi sorunlar yaşamakta oluşuna dikkat çekiliyor. Ancak açıklamada konuyla ilgili önerilerin okul beslenme programı oluşturma kapsamında ele alındığı görülüyor. Oysa tarımın ekonomi politiğini tartışmadan ve neoliberal tarım politikalarına karşı gıda egemenliği savunusunu öne çıkarmadan beslenme yetersizliği sorununa kalıcı çözüm üretilmesi olanaklı görünmemektedir.

Tarımın ekonomi politiğini tartışmadan ve neoliberal tarım politikalarına karşı gıda egemenliği savunusunu öne çıkarmadan, beslenme yetersizliği sorununa kalıcı çözüm üretilmesi olanaklı görünmemektedir.


1980'li yıllarda sonra neoliberal tarım politikaları ile  ülkelerin belirli tarımsal ürünlerde uzmanlaşmaları gündeme gelmiş ve gıda tedarik sistemini uluslararası ticaretin nesnesi haline getirilmiştir. Bu kapsamda tarımsal üretim ve gıda ticareti büyük ölçüde uluslararası tarım tekellerinin denetimi altına girmiştir. Ülke içindeki tarımsal üretim ise tohum, gübre, tarımsal kimyasallar gibi girdilerin ithal edildiği dışa bağımlı sektör durumuna gelmiş bulunmaktadır. Bu koşullarda gıda tekellerine bağımlı hale gelen gıda tedarik sisteminin sağlıklı beslenmeyi destekleyici şekilde rol üstlenmesi olanaklı değildir. Sağlıklı beslenmeyi sağlayacak ekonomik ve sosyal politikalar ancak gıda egemenliğini hedefleyen yapısal dönüşümlerle birlikte yaşama geçirilebilir. 


Gıda egemenliği kavramını savunan Prof. Dr. Tayfun Özkaya


Tayfun Özkaya'nın belirttiği gibi gıda egemenliği halkın ve toplulukların ekolojik ve sürdürülebilir yöntemlerle üretilen; sağlıklı, kültürel olarak uygun gıdalara sahip olma ve kendi gıda, tarım sistemlerini ve tarım politikalarını belirleyebilme hakkına sahip olmalarıdır. Yerel ve ulusal temelde örgütlenen, neoliberal tarım politikalarına karşı gıda egemenliğini hedefleyen "başka bir tarım" mümkün mü sorusunu sormadan, beslenme yetersizliği sorunlarını tartışmanın anlamı bulunmuyor. 

Deniz Akgün


Kaynak:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder