13 Ağustos 2022 Cumartesi

Fukuoka'nın tarım felsefesi ve Marks'ın kapitalizm eleştirisi

Doğal tarım görüşünün radikal savunucusu Japon tarım bilimci Masanobu Fukuoka'nın endüstriyel tarımın olumsuzlukları ile ilgili görüşleri ile Karl Marks'ın kapitalizm eleştirisi arasında bazı benzerlikler bulunuyor.

Fukuoka'ya göre "İnsan ne kadar uğraşursa uğraşsın doğaya asla hükmedemez. Yapabileceği doğaya hizmet etmek, onun kurallarıyla uyumlu yaşamaktır." (1) Marks'a göre ise kapitalist üretim, nüfusu, büyük merkezlerde toplayarak, kent nüfusuna gittikçe artan bir ağırlık kazandırırken, insan ile toprak arasındaki madde dolaşımını, karşılıklı metabolik etkileşimi bozuyor; yani insanın yiyecek ve giyecek olarak tükettiği öğelerin toprağa tekrar dönüşünü engelleyerek toprağın verimliliğinin sürmesi için gerekli koşulları bozmaktaydı. Böylece aynı anda, hem kentli emekçinin sağlığı, hem de kır emekçisinin zihinsel yaşamı tahrip edilmiş oluyordu. (2)

Hem Fukuoka hem de Marks kapitalist sistemin tarım ve köylülük üzerinde yol açtığı köklü değişimin toplum ve toplum beslenmesi üzerine uzun vadedeki olumsuz etkilerine işaret etmişlerdir. Endüstriyel tarım besinlerin içerdikleri besleyicilik özelliklerinin azalması yoluyla kır emekçilerinin toplumsal konumunun yanı sıra kent emekçilerinin zihinsel yaşamını da tehdit eder duruma gelmiştir.  

Endüstriyel tarım ve hayvancılığın küresel ısınmaya yol açan sera gazı emisyonlarının üçte birinden fazlasından sorumlu olması doğa ile uyumlu üretim biçimleri yerine doğaya hükmetme anlayışının olumsuz sonuçlarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Endüstriyel tarımın yol açtığı çevresel kirlilik nedeniyle ortaya çıkan sağlık risklerinin yanı sıra toprak verimliliğinin azalması ve gıda tedarik sisteminin sürdürülemez hale gelmiş olması da Marks ve Fukuoka'nın birbirine benzeyen öngörülerini doğrular niteliktedir. 

Kaynaklar:

1. Masanobu Fukuoka. Doğal Tarımın Yolu. Çev: Meltem Altan. Kaos yayınları, İstanbul, 2013, s:27.

2. Aktaran: Paul Burkett, Marksizm ve ekolojik iktisat, Yordam kitap, İstanbul, 2011, (s.224-225)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder